Arcılığın Gelişmesi
Arıcılığın gelişmesi
Butler, 1609 yılında, balmumunun arının vücudunda pulcuklar halinde meydana geldiğini bildirmiştir. Jan Swammerdam (1637-1680) arı biyolojisi üzerinde çalışmıştır. François Huber (1750-1831) “The Encyclopaedia Britannica” adlı eserinde arılara ait bazı ilgi çekici ifadelere yer vermiştir; kovanların havalandırılması arıların yelpazeleriyle yapılmaktadır, ana arılar işçi arı yumurta ve larvalarından yetiştirilebilir, ana arı yalnız havada çiftleşir, çiçektozu arı yavrularının asıl besinidir, yavru yetiştirme sıcaklığı 30 °C civarında olmalıdır, arıların antenleri dokunma organıdır. Huber ayrıca antenlerin fonksiyonları ve temel petek gibi konularda çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalarını “New Observations on the Bee” adlı kitapta toplamıştır. Peter Prokopovyrch 1814’de çerçeveli modern kovanı geliştirmiştir. Mehring 1857’de ilk temel petek kalıbını keşfetmiştir. Dzierzon çerçeveli Langstroth kovanını geliştirmiş, 1845 yılında arıların parthenogenesis teorisine göre çoğaldıklarını tespit etmiş, arıların iki çeşit yavru hastalığının olduğunu ve İtalyan yerli arı ırkının iyi bir ırk olduğunu iddia etmiştir. Modern kovanın babası sayılan Langstroth ve ticari arıcılığı ortaya atan Moses Guinby, arıcılık malzemeleri fabrikası kuran A.I. Root ve Charles Dadant arıcılığa önemli hizmetlerde bulunan önemli kişilerdir.
Günümüzde arıcılık ticari bir iş haline dönüşmüştür. Türkiye şartları göz önüne alındığında arıcılığın hızla ilkel kovandan modern kovana doğru değişim içinde olduğu, 10-50 kovanlık aile işletmeleri yerine, 100-500 kovanlık ticari işletmeler haline dönüştüğü dikkati çekmektedir. Önceleri genellikle bal ve balmumu üretmek amacıyla kurulan işletmeler son zamanlarda arı sütü, polen ve arı zehiri gibi sağlık açısından önemli ürünlere yönelik faaliyetlerde de bulunmaktadırlar.