Arıcılığın Tarihçesi
Arıcılığın tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. MÖ 7000 yıllarına ait mağara resimleri, çok eski tarihlere ait arı fosilleri ve tarihi buluntular bu görüşü doğrulamaktadır. Mısırda 4000 yıl önce Firavun mezarlarında bal ve balmumları bulunmuştur. Yine mısırlıların ayinlerinde balın yer aldığı ve kral hanedanlarından birisinin arıyı simge olarak kullandığı bilinmektedir. Mısır’da göçebe arıcılık yapılmaktaydı ve bu nedenle buradan Yunanistan, Filistin ve Kıbrıs’a arıcılığın yayıldığı düşünülmektedir.
Hindistan’da MÖ 3000-2000 yılları arasında arı ve bala ait bilgiler bulunmuştur. Babilliler balı hem gıda hem de ilaç olarak kullanmışlardır. MÖ 384-322 yılları arasında yaşayan Aristo, yazmış olduğu Hayvanlar Tarihi adlı eserinde (5 ve 9. kitap) kovan içerisinde ana arı, erkek arı ve işçi arı olarak 3 tip arının olduğunu, arıların çiçek tozu topladıklarını, işçi arıların su taşıdıklarını ve işçi arılar arasında iş bölümü bulunduğunu ifade etmiştir. Bu eserde sadece, arıların çiçek tozundan balmumu ürettikleri konusunda yanılgıya düşmüştür. Yunanlılar saplardan örülmüş kovan, sepet kovan ve tahta kovan kullanmışlardır. Romalılar arılar hakkında çok yazı yazmışlardır. Milattan önce Cato, miladi yıl başlangıcında Columella, Virgil ve 4. Georgies arı hakkında bilgiler vermişlerdir. Columella arılıktan 2.5 ton bal alınabileceğini, kovanların arılığa nasıl yerleştirileceğini, kovanların nasıl yapılması gerektiğini ve arıcılıkta kullanılan alet ve malzemelerin esaslarını yazmıştır. Boğazköy kazıları, MÖ 1300 yıllarında Hititler devrinde arıcılığın önemli bir zirai faaliyet olduğunu göstermiştir.
Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman ve Yavuz Sultan Selim devirlerinde çıkarılan Kanunnamelerde arıcılığa ait hükümler bulunmaktadır. Türk köylüsü balı asırlardır bir ilaç ve şifalı besin kabul etmiş ve hastalara bal yedirmiştir.
Arı ve bala, İncil ve Kur’an gibi mukaddes kitaplar da yer vermişlerdir. Kur’anı-Kerim’in Nahl suresinin 68 ve 69. ayetlerinde mealen şöyle buyurulmuştur; “Ve Rabbin balarısına dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin. Her çeşit üründen ye, sonra da Rabbinin işlemen için gösterdiği yollarda yürü diye emretti. Karınlarında insanlara şifa olan çeşitli renklerde bal çıkar. Düşünen milletler için bunda ibret vardır.”